Yiğitlik kriterleri ve Mehmet Canpolat!

Her zaman derim “Yiğit olmak” herkesin harcı değildir.
Çoğu insan yiğit olmaktan söz eder ama hal ve davranışları bunu yansıtmaz.

Bana “Yiğitliği tanımla” derseniz.
Yiğitlik; vurup kırmak, her konuda ahkam kesmek, her şeyi ben bilirim, ben yaparım, benden yakışıklısı yok, benden bilgilisi yok demek değildir.

Yiğitlik; mertliktir, delikanlı olmaktır, tuttuğunu koparmaktır, sevilip, sayılmaktır, gönül almaktır, ahde vefalı, kadir şinas ve adaletli olmaktır.
Amma velakin “Yiğitlik” zordur, herkes yiğit olamaz.
Şimdi nerden geldi bu “yiğitlik” meselesi derseniz.

Haliliye Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, Başkan Mehmet Canpolat’ın Edessa TV’de, deneyimli meslektaşım, gazeteci yazar ve hepsinden önemlisi eğitimci olan Ömer Ağ tarafından hazırlanıp sunulan “Panorama” programının konuğu olacağını öğrenince, “Bu program kaçmaz” dedim ve saat tam 20.30’da televizyonun karşısına oturdum.

Ne demiş atalarımız; Güzel gözünden yiğit sözünden belli olur.
Ben aylar önce yazdığım bir köşe yazımda da Mehmet Canpolat’a “Urfa Yiğidi” lakabı taktım. Lakap deyip geçmeyin, yiğit lakabıyla anılır.

Programı soluksuz başından sonuna kadar izleyip en son mesaja geldiğinde ona “Urfa Yiğidi” lakabı takmakla ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım.
Neden mi? Tüm hal, davranış ve söylemleri ile yiğitliğin tüm kriterlerine tıpa tıp uyuyordu.

Programında sözlerine AK Parti MKYK’daki hemşerilerimizi tebrik ederek başlayan, ardından da Haliliye’ye verdiği hizmetleri tek tek sıralayan bu yiğit adam, “Her şeyi ben yaparım, ben bilirim, ben yaptım, ben ettim” hiç demedi.
Bu çok önemli bir ayrıntıydı.
Yiğitlik kriteri olan “Ahde vefa” sahibi kişiliğiyle başta Şanlıurfa Valimiz Sn. Abdullah Erin olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeynel Abidin Beyazgül, Milletvekillerimiz ve belediyeye ilişkin hizmetlerde kapısını çalıp kendisini geri çevirmeyen tüm bakanların isimlerini tek tek sayıp Haliliye halkı adına teşekkür etmeyi unutmadı.

Çünkü, o hiçbir zaman her şeyi kendine mal edip, “ben yaptım” diyenlerden olmadı. Bu programda da “Valimiz, Büyükşehir belediye Başkanımız ve Vekillerimizle ortak akıl çerçevesinde ‘Urfa Ortak Gayesi’ ile hareket ediyor ve sonuç alıyoruz” diyerek, yiğit bir insan olarak yiğitlerin hakkını da es geçmedi.

Hizmetlerini “Kırsal” ve “Yerel” olarak iki bölümde anlatan Başkan Canpolat, kültür hizmetlerinden sosyal belediyecilik, gencinden yaşlısına kadar toplumun tüm kesimlerine hitap eden projelerini anlatırken öyle heyecanlıydı ki o heyecanı görmemek mümkün değildi.

Bir de başka siyasetçiler gibi kekeleyerek ya da danışmanları tarafından hazırlanıp, program sırasında karşısına yerleştirilen PROMPTER’den okumadı. Okumasına da gerek yok zaten. Çünkü o hangi hizmetin nereye verildiğini, nasıl verildiğini, mahalle mahalle, sokak sokak rakamlar da vererek sular seller gibi anlatıyor. Anlatırken de adeta gözlerinin içi parlıyor.

Hafta sonları tatilinde bile ailesinden çaldığı zamanları kırsalda geçiren Mehmet Canpolat, hizmetlerini anlatırken yiğitliğin bir başka kriteri olan adaleti hizmetlerine nasıl yansıttığını anlattı.

Mesela Haliliye’de 138 köy olduğundan, bunlardan 43 tanesine henüz stabilize götürülmediğinden söz etti. Amma adaleti sağlamak için yeni ihalesi yapılacak olan asfalt işinin daha önce stabilize götürülmeyen 43 köyden başlatılacağını açıkladı. İşte Adalet budur. Ayrımcılık yapmamak, yiğitliğin bir başka kriteri olan gönül almak budur.

GAP’ın başkenti Şanlıurfa’nın gerek nüfus gerek seçmen bakımından en kalabalık ilçesi olan Haliliye’yi başarıyla yöneten, nerede tıkanmış, nerede kangrene dönüşmüş, bugüne kadar hiç kimsenin çözemediği sorun varsa onun üzerine giden bu Yiğit Adam, programda hizmetlerini anlatmakla kalmayıp, merkezden kırsala onlarca müjde de verdi.


Şimdi bu müjdeleri saymaya kalksam yazım çok uzayacaktı bu yüzden bu müjdeleri sitemizde yayınlayacağımız haberden okumanızı tavsiye ederek, izlenimlerimi aktarmaya devam etmek istiyorum.

Sempatisi ve tuttuğunu koparan kimliği ile kapısını çaldığı hiçbir bakanlıktan geri çevrilmeyen, her Ankara ziyaretinden sonra Urfa’ya eli dolu dönen Başkan Canpolat, ikili ilişkilerinde ve iletişimdeki yeteneğini Haliliye’ye hizmet olarak yansıtıyor. Ama şunu da belirtmek gerekir ki o Ankara’dan eli dolu dönüyor ama eli boş gitmiyor. Elinde özenle hazırlanan makul, mantıklı projelerle gidiyor. Varsa çözümlenmesi gereken bir konu onun çözüm önerisini de aynı anda sunuyor. Yani anlayacağınız boş gitmediği için de boş dönmüyor.

Yaş ortalaması 20.4 olan Şanlıurfa’nın en büyük ilçe belediyesinin kaptan koltuğundaki insan olarak, çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar, muhtaçlar, hastalar, kısacası toplumun tüm kesimlerine hitap eden projelerinden söz eden Başkan Canpolat, işsizlere iş ve ekmek kapısı olacak 2 fabrikanın kurulum çalışmasında gelinen aşamayı da değerlendirdi.

Valiliğin öncülüğünde kurulacak fabrikalar için 7 tane girişimcinin hazır olduğunu, ayakkabı ve tekstil üzerine kurulacak bu fabrikalarda yüzlerce insanın ailesine ekmek götürme fırsatı bulacağından söz eden Başkan Canpolat’ın belediyecilikte Türkiye’ye rol model olan hizmetlerini dinlerken göğsüm kabardı doğrusu.

Bence bu programı Şanlıurfa’ya yerleşmek isteyen biri izleseydi eminim ki Haliliye’yi tercih ederdi.

Kültür Hizmetleri Müdürlüğünce verilen kurslardan, GESEM’de geleneksel el sanatlarımızın nasıl yaşatıldığından söz eden Başkan Canpolat, bunca hizmete kaynağı nasıl bulduğunu da açıkladı.

Dedik ya sempatik ve tuttuğunu koparan yiğit adam, projelerinin önemli bir bölümünü ulusal ve uluslararası hibelerle hayata geçirdiğinden söz etti.

Haliliye'de nesilden nesile konuşulacak hizmetlerini tek tek sıralayan Başkan Canpolat, son söz olarak dedi ki; "Sadece dualarınıza talibiz"....Dualarımız seninle Yiğit Adam....

Kalın sağlıcakla

İsmail Çölkesen