Türkiye son 3 yıldır tarihte görülmemiş sınavlar veriyor.
Pandemi yüzünden “Aman evden çıkmayın” dediler,
Depremler oldu “Aman eve girmeyin” dediler.
Bu nasıl bir sınavdı?
Bu da yetmedi Şanlıurfa bir de sel felaketi ile ikinci kez sarsıldı.
Depremin yaraları sarılmadan yaşanan sel felaketi 17 can aldı.
Deprem deyip geçmeyin Almanya’nın yüzölçümü kadar alan depremden etkilendi.
Öngörülmeyen, tahmin bile edilemeyen felaketlerde şehirler de kendi özelinde sınav verdi.
Düşünün ki; afetler tarihinde görülmemiş bir deprem yaşanıyor, can ve mal kayıpları oluyor ve siz bunların yaralarını sarmadan bu kez sel geliyor.
Hangi süper güç elinde sihirli değnek var gibi bir anda izleri silebilirdi ki.
Bu sınavda en büyük yük ise belediye başkanlarına düştü.
Özellikle de depremden daha fazla etkilenen bölgelerdeki belediye başkanlarının işi gerçekten zordu.
Şimdi bu sınavı Haliliye özelinde değerlendirirsek:
Haliliye Belediyesi “önce vatandaşımın hayatı” deyip, öncelikle halkın can güvenliğinin sağlanması için Valilik kriz masası ile koordineli bir çalışma yürüttü.
Başta Başkan Mehmet Canpolat olmak üzere Belediyenin tüm birimleri deprem süresince sahadan bir an olsun ayrılmadan çalıştı.
Enkaz kaldırma çalışmaları için seferber olan belediye ekipleri, binlerce insana barınak açtı, iaşe sağladı, her türlü ihtiyaçlar zamanında karşılandı.
Daha deprem şoku atlatılmadan güzelim kentimizi bir de sel vurdu.
Belediye ekipleri, 7 gün 24 saat gece gündüz halkın yaralarının sarılması için canla başla mücadele verdi.
Sel felaketinden bir değil, iki değil tam 12 mahalle olumsuz etkilenmiş olmasına rağmen, ışık hızında aksiyon alınıp, başarılı bir kriz yönetimiyle yaraların sarılması için seferberlik ilan edildi.
Ağır sel felaketine rağmen üçüncü gününün sonunda mahallelerde köpüklü yıkama, altıncı günün sonunda da boya işlemlerine başladı.
Bir ekip ruhu içinde çalışan ekipler, hummalı bir çalışmayla selin yaralarını hızlıca sarmak için gece gündüz sahadan ayrılmadılar.
Bu zorluğa ve yaşanan acılara rağmen “acaba bundan siyasi çıkar sağlayabilir miyim” diye bekleyen “leş kargaları” hayal kırıklığına uğradı.
Haliliye Belediyesi öyle bir kriz yönetimi yaptı ki bundan menfaat sağlamaya çalışanlar avucunu yaladı. 4442263 numaralı ihbar hattının başında sabahlayan ekipler, tüm yardım taleplerini anında sahadaki ekiplere iletip, çözümünü sağladılar.
İlçe genelinde yaşamın normale dönmesi için ekipler halen çalışmalarını devam ettirirken, bir yandan da meteorolojinin uyarıları dikkate alınarak, aksiyon planları yapılıyor.
Olası bir yeni sel felaketinde can ve mal kaybı yaşanmaması için her türlü tedbirler alınıyor.
Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğüne bağlı ekipler ise parklarda çalışmalarını sürdürüyor.
Sel nedeniyle zarar gören kamelyaları Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü bünyesindeki atölyede onaran ve yeniden boyayan ekipler, ilk günkü görünümüne kazanan kamelya ve bankları yeniden parklara kazandırıyor.
Şimdi takdiri size bırakıyorum değerli okurlarım;
Haliliye Belediyesi ve onun yiğit başkanının “Kriz Yönetimi” karnesini pekiyilerle doldurmak gerekmiyor mu?
Bir insanın eseri, sözünü gölgede bırakacak güzellikte ise o mükemmel bir insandır, eğer sözü, eserini gölgede bırakacak derecede ise o bir gevezedir.
Siz, sözlerini geride bırakılacak başarı sergileyenlere bakın, gevezeler sadece konuşur.
Çünkü, onların işi bu.
Çalışmazlar, çalışanın açığını ararlar.
Çalışmadıkları için boş zamanları çoktur dedikodu yaparlar.
Eline sağlık yiğit başkan.
Ben inanıyorum ki; 2023 yılının Turizm Başkenti Şanlıurfa, sizlerin gayretiyle eskisinden daha güzel olacak.
Kalın sağlıcakla
İsmail ÇÖLKESEN