Herkes Gazeteci oldu… Gerçek gazeteciler seyrediyor Günümüzde kitle iletişim araçları tüm hızıyla gelişiyor. Sosyal medya araçları ve internet basını yazılı basının da önüne geçmiş durumda. Ancak, internet basınının bu gücü aynı gelişmeye paralel olarak daha fazla suistimal edilmeye başlandı. Ben bazen düşünüyorum da; bize hocalarımız gazeteciliği yanlış mı öğretmiş. Gazetecilik artık öyle ayak altına düştü ki herkes gazeteci oldu. Manav, kasap, eczane çırağı, hasta bakıcılar, inşaat işçileri bile gazeteci oldu. Bunları hayretler içinde izliyorum. Bu art niyetliler, işini basın meslek ilkelerine uygun olarak yapan, işçi istihdam eden, vergi ödeyen, SGK primi ödeyenlerle çok kolay rekabet ediyor. Çünkü, zaten bir işi var, kasap mı ? manav mı? Her neyse. O işini yaparken evinden ya da işyerinden bilgisayarının başından domein hakkı için ödediği 30 TL gibi küçük b ir bütçe ile site kurup oraya buraya sallıyor. Hem de tam desteksiz. İnternetin ülke sınırlarını aşan gücü olağanüstü bir şey ama bunu amacı dışında kullananlara karşı da hiçbirşey yapılmıyor. Bu konudan mağdur olanlar da Emniyet Müdürlüğünün siber suçlarla mücadele şubesinin, cumhuriyet savcılığının kapılarını aşındırıyor. ID adresinden bunları tespit edilerek ceza ile karşı karşıya kalıyor ama şimdi yeni bir moda çıktı. Kaynak gösterme. Birisi çıkıyor, künyesiz bir site kuruyor. Künye olmadığı için de o sitede yayınlanan hiçbir haberle ilgili sorumlu kişiye ulaşamıyorsunuz. Yapılacak tek iş emniyet ya da savcılığın ID şifresini tespit etmesi. Eğer yanlış bir haber varsa, künyesiz siteyi de kaynak gösterseniz suça ortak oluyorsunuz. Sayın vekilimiz Necdet Ünivar bey efendi ile görüşürken, künyesi bulunmayan sitelerin kapanması gerektiği görüşümü ifade ettim. Olağanüstü Hal yaşıyoruz, bu künyesiz sitelerin yayını kesmek de bu kadar zor olmamalı. Bir de bunları basın yerine koymak ayrı bir suç bence. Adam yerine konmak onları daha da mutlu ediyor. Bunları hiç dikkate almamak gerekir ki ; kendileri çalıp kendileri oynasınlar. Gazeteciler cemiyetlerinin görevlerinin arasında en önemlisi basının saygınlığını korumak olduğu halde elleri kolları bağlı oturuyorlar. 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde Türkiye’de yayımlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışan ve İş Kanunundaki “işçi” tarifi şümulü haricinde kalan kişiler gazeteci olarak tanımlanmıştır. İnternet haber sitelerinde aynı işi yapan kişilerin de aynı kapsama alınması gerekmiyor mu? Bugün bir bakkal dükkanı açmaya kalksanız, seyyar tablada çiçekçilik yapmak isteseniz bile gidip meslek odasına kayıt olmanız gerekiyor, esnaf odası kaydını sizden istiyorlar. Ama, internet haber portalı kurmak için hiçbir şeye gerek yok. Oturun bir gecede verin domein ücretlerini istediğiniz kadar site kurarsınız. Haydi bakalım oldunuz gazeteci. Bu konu ile ilgili sohbet ettiğim AK Parti’nin değerli Adana milletvekili Necdet Ünüvar beyfendiye bu konuyu izah ettiğimde, yasal düzenleme hazırlıklarının uzun süredir yapıldığı bilgisini verdi. Gazeteciliğin adını yerlerde sürüyen, parayla haber yapan, şantaj yapan insanlar daha ne kadar kan emecek. Bence o insanlar kadar onlara prim verenler de suçlu. Rüşvet almak kadar rüşvet vermek de yasalar önünde o denli suç değil mi? Allah katında da haram değil mi? Mesleğe 33 yılını vermiş bir gazeteci olarak, yasa yapıcılarımızdan ricam, internet basını yasasının bir an önce çıkartılması. Neredeyse yerleşim birimlerinin nüfusu kadar internet portalı ortaya çıktı. Gazeteciler cemiyetlerimizden ricam ise, kendi ayağınıza kurşun sıkmayın. Bunları aramızdan dışlayalım ki kendileri çalıp kendileri oynamaya devam etsinler. Saygılarımla Dilek Akın