“Küstüm oynamıyom” siyaseti!

Şanlıurfa siyasetinin baş konusu Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın AK Parti'den istifası oldu.
İlk bakışta bu istifayı ben son derece isabetli buldum.
Neden mi?
Bence söz verdiği hizmetleri yapamayan her siyasetçi bunu yapma cesaretini göstermeli.
Ayrıca istifa etmek onurlu bir davranıştır. Ancak, bir şartla.
Hiç kimseyi suçlamadan, başarısızlığa kılıf uydurmadan yapmalı bunu siyasetçi.
Oysa Fakıbaba ne yaptı;
“Siyasi ve ahlaki anlayışıma uygun olmayan bazı kişilerle yol yürümek istemediğim için istifa ettim” deyince dananın kuyruğu koptu tabii.
Kimmiş siyasi ahlakına uygun olmayan kişi?
Şanlıurfa’yı adeta yeniden inşa eden, mütevazı kişiliğiyle herkesin ve her kesimin ağabeyi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül mü?
"El insaf" derler adama.
Yiğidi öldür ama hakkını inkar etme.
Bir kez bağımsız aday olup belediye başkanlığı seçimini kazanınca bundan sonra “ceketimi atsam seçilirim” diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
AK Parti gibi 20 yılı aşkın süredir iktidarda olan bir partide siyaset yapmak hizmet üretmek için önemli bir araçtı.
Bu partiden belediye başkanı oldun, milletvekili oldun, bakan oldun.
Bu nedenle giderken ahde vefa olmalı, suçlama olmamalıydı.
Gittiğiniz muhalefet partisinde yapabileceğiniz hizmetleri görürüz inşallah.
Bizim derdimiz Şanlıurfa.
Memleketimize hizmet gelsin de kimden gelirse gelsin takdir etmesini biliriz.
Ama yanıtını merak ettiğim sorular var elbette.
Bunları sormadan geçemeyeceğim;
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin bugüne kadar yaptığı hangi davete icabet ettiniz?
Ne zaman hangi projeyi sundunuz?
Bu projeleri sundunuz da karşılık görmedi mi?
Hangi istişare toplantısına katıldınız?
“Ben küstüm oynamıyom” demek olur mu?
Bir kere partinin milletvekili olarak partinin en üst düzeyinde memleketini temsil eden insanlarsınız.
Eğer yanlış giden bir şey varsa uyarmakla kalmayıp doğrusunu göstermek sizin görevinizdi. Ama bunu yaparken de kırmadan dökmeden yapmalı iyi bir siyasetçi.
Kendi partisinin belediye başkanı ile medya aracılığıyla gönderme yapmak ne kadar doğru?
Bunu kim kabul edebilir?
İstifa ederken birilerini suçlamak yakışık aldı mı?
Bence; bu dünyaya gelmiş geçmiş en akıllı siyasetçi olarak tanımladığım Recep Tayyip Erdoğan, inandığı bir milletvekilinin istifa etmemesi için gerekeni yapardı.
Demek ki; bu parti için kayıp olarak görülmediniz.
Yıllardır sizi en iyi makamlara çıkaran bir partiden istifa ederken, “Gördüğüm lüzum üzerine” demeniz ya da başka bir bahana bulmanız gerekirdi.
Siyaset çevrelerinde hoş kaşılamayan istifa üslubuna karşılık Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ün sessiz kalması da elbette doğru olmazdı.
Çünkü, susmak suçlamayı kabul etmek anlamına gelecekti.
Kendisini arayıp bu konudaki görüşlerini dile getirmesi istenen Zeynel Başkan, her zaman olduğu gibi siyasi ahlak kuralları çerçevesinde ve yine her zaman ki naif kişiliğiyle yanıt verdi elbet.
Fakıbaba’nın sözlerini hayretler içinde karşılayan Zeynel Başkan da gerçekleri ortaya dökecekti elbet.
En çarpıcı sözlerinden birisi de şu oldu;
Bir siyasetçinin bir devlet adamının ağırlığı yaptığı hizmetlerle olur.
Devlet adamı kulaktan dolma işlerle iş yapmaz. Allah aşkına belediye başkanlığı yapmış milletvekilliği yapmış bir insan olarak böyle yapamamalı. Ben durumu çelişki olarak görüyorum. Bizim tek bir hedefimiz var Şanlıurfa’ya hizmet etmek.

Ben; Zeynel Başkan gibi naif bir insanın Fakıbaba’yı kıracak,üzecek bir üslupla yaklaştığını hiç düşünmüyorum.

Siyasi ahlakına yakışır üslubuyla kendisi hakkında hak etmediği cümleler sarf edilmesine izin vermedi.

Son sözüm şudur ki; Bence, Fakıbaba AK Parti için bir kayıp olsaydı Reis gidişine izin vermezdi.
Yine bence bu kavganın galibi Zeynel Abidin Beyazgül’dür.

Kalın sağlıcakla
İsmail ÇÖLKESEN