Siyasetteki kuyruk acısı!

 Ne olacak şimdi? 

Depremin acıları dinmeden, yaralar sarılmadan seçim derdine düşen altılı masa öyle bir çatırdaki ki evlere şenlik cinsinden.
İyi Parti lideri Meral Akşener, partisine 15 milletvekili vererek TBMM’de grup kurmasını sağlayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Besle kargayı oysun gözünü misali” öyle bir çalım attık ki yer yerinden oynadı.
Türkiye’nin deprem gündemi bir anda değişti.
Siyasetteki bu çalkantı depremin de önüne geçti.
“Yazıktır günahtır o insanlara” demediler.
Sonra araya girenler Meral Akşener’i yeniden masaya oturttu.
İki büyükşehir belediye başkanının Cumhurbaşkanı yardımcısı olması şartıyla masaya geri dönen Meral Akşener’in, 6’lı masa toplantısından sonra yüzünün şekline dikkat eden oldu mu acaba?
En azından bir tebessüm edebilirdi, iç dünyasını o kadar yansıtmamak için çaba harcayabilirdi.
Ama içinde fırtınalar koparken bunu nasıl yapacaktı ki?
Bu bana kuyruk acısı hikayesini hatırlattı.

Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmiş ve ona vurmaktan vaz geçmiş. Yılan da duygulanmış ''Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edeceğim'' demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve ''Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira vereceğim'' demiş.

Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş. Ailesi de dahil hiç kimseye olanı biteni anlatmamış. Oduncu yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Bir gün oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş.

Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını ona anlatmış. ''Kör kuyunun başına git ve oğlum olduğunu söyle; yılan sana altın verecek!'' demiş.

Oğlu, babasının bu anlattığına inanmamış. Ancak yine de bahsettiği yere gitmiş. Yılan önce korkup saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş.

Oğlan önce inanmadığı hikâyenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, ''Kim bilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde!'' diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oğlanı sokmuş ve onu öldürmüş.

Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış ve kuyunun başına gitmiş. Oraya vardığında oğlunun cansız bedeni ile karşılaşmış. O anda yılanda görünmüş; yılan kanlar içinde ve kuyruğu da yokmuş.

Oduncu yaşanan durumu anlamış ve çok üzülmüş. Bir yanda canının parçası oğlu yerde cansız şekilde yatıyor diğer yanda da yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı. ''Hatalı olan oğlum olmalı!'' diyerek yılandan özür dilemiş. Yılana:

''Tekrar dost olalım!'' demiş.

Yılan ise acı acı gülümseyerek: ''Çok isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız!'' demiş.

İşte mevcut durum tam da böyle.
Meral Akşener, sessiz sedasız kalkmadı o masadan.
Yağdı, esti, gürledi. Basına yaptığı açıklamalarda zehir zemberek sözler sarfetti.
Bana kim haklı? Deseler Kılıçdaroğlu derim.
6’lı masada mevcut durumda en fazla oy oranı CHP’de değil mi?
Doğal olarak da CHP liderinin adaylığı hak değil mi?
Şimdi diyorlar ki; efendim bu çıkıştan sonra masa daha da güçlenmiş.
Allah aşkına söylediğinize kendiniz inanıyor musunuz.

Kimse hayal kurmasın güçlenen Cumhur ittifakı oldu.
Böyle muhalefet olduğu sürece iktidar partisi gücüne güç katmaya devam edecektir.
İddia ediyorum; yazın bir kenara.
Seçimin galibi şimdiden belli: Recep Tayyip Erdoğan.
Daha aday belirlemede bu kadar birbirine düşen masa ileride memleket sorunlarını çözerken uhuletle ve suhuletle mi olacaklar.
Geçmişte koalisyon hükümetleri döneminde yaşanan fikir ayrılıkları ve bunun neden olduğu sorunlar unutuldu mu?
Fikren ve zikren birbirinden çok farklı partilere mensup insanlar nasıl tek görüş etrafında birleşecek?
Bildiğim bir şey var ki; siyasetçi dediğin kararlı olmalı, “dün dündür bugün bugün” dememeli, hangi şart ve koşullarda olursa olsun söylemlerinin ve tavırlarının arkasında durmalı.
Şimdi bir anket yapılsa İyi Parti mi? CHP mi? deseler sanırım CHP bir adım öne geçer bence.
Meral Akşener, masadan kalktıktan sonra en fazla tepki CHP liderine değil kendisine oldu. Bu tutumuyla yakaladığı fırtınaya gölge düşürdüğü yorumları yapıldı. "Bizi sattın" diyenler oldu.
6’lı masadaki çatırdamanın ardından masanın altındaki parti de ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Biz bunlara 7’li masa diyelim. 6 deyince eksik oluyor. Nerede malum parti? O da masanın altında” diyordu ya.
İşte çıktı ortaya ve 6’lı masa yeniden toplandıktan sonra ilk tebrik eden masanın altındaki parti oldu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hayırlı olsun, kendisiyle genel merkezimizde konuşmak için ziyaretini bekliyoruz" dedi.
Şimdi Kılıçdaroğlu bu davete icabet ederse Meral abla yine masaya yumruğunu vurur mu. Yine bir kriz çıkar mı. Bekleyip göreceğiz.


Kalın sağlıcakla
İsmail ÇÖLKESEN