Sözde değil, icraatta belediyecilik!

Başarı Yerelde Başlar

22 yılı aşkın süredir iktidarda olan siyasi kadrolar, Türkiye’yi büyüten, dönüştüren ve güçlendiren bir süreç yönetiyor. Bu büyük yürüyüşün en önemli dayanaklarından biri yerel yönetimlerdir. Çünkü merkezi istikrarın topluma yansıması, ancak yereldeki hizmet gücüyle mümkün olur.

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde şekillenen “Türkiye Yüzyılı” vizyonu, sadece merkezde değil, sahada da güçlü bir dönüşümle ilerliyor. Bu vizyonun sahadaki taşıyıcı kolonları ise belediyelerdir. Ekonomiden sağlığa, ulaşımdan savunma sanayiine kadar hükümetin attığı dev adımlar, yerel yönetimlerin aracılığıyla toplumla buluşuyor. Dolayısıyla artık belediye başkanları yalnızca kendi şehirlerinin değil, ülkenin vizyonuna katkı sunan aktörlerdir.

Geleneksel belediyeciliğin ötesine geçmek zorunlu hale geldi. Yolu yapan, altyapıyı tamamlayan belediyecilik anlayışı bugün yerini sosyal politikaları önceleyen, gönüle dokunan bir hizmet anlayışına bırakmalıdır. Belediyeler, yaşlıdan engelliye, dar gelirli vatandaştan öğrenciye kadar toplumun tüm kesimlerine ulaşan sosyal projelerle görünür olmalı. Evde bakım hizmetinden sıcak yemek desteğine, barınma çözümünden sosyal destek programlarına kadar geniş bir hizmet ağı, yerel yönetimlerin halkla doğrudan temas kurmasını sağlar.

Aynı zamanda şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi, güvenin temelidir. Belediyelerin bütçelerini açık şekilde yönetmesi, her harcamanın hesabını verebilecek bir sistemle hareket etmesi, halkın takdirini kazandırır. Dijital uygulamalarla belediyeye ulaşımı kolaylaştırmak da bu sürecin bir parçası olmalıdır.

Belediyeler sadece altyapı sağlayan değil, sosyal hayatı yönlendiren kurumlar olmalıdır. Kadınlara, gençlere ve çocuklara alan açan, istihdamı destekleyen, üretimi teşvik eden projeler, artık birer ihtiyaçtan öte, yerel yönetim sorumluluğudur. Kadın kooperatifleri, gençlik merkezleri, teknoloji atölyeleri gibi girişimler bu anlayışın temel parçalarıdır.

Bir diğer önemli konu da şehirlerin afetlere dirençli hale getirilmesidir. Deprem gerçeğiyle yaşayan bir ülkede, güvenli şehirler inşa etmek artık tercihten çok zorunluluktur. Kentsel dönüşüm politikaları; ranta değil, insan güvenliğine dayanmalıdır.

Geleceği düşünerek atılacak adımlar arasında çevre politikaları da başı çekmektedir. Sıfır atık uygulamaları, yenilenebilir enerji projeleri, doğa dostu ulaşım çözümleri artık gelecek nesillere borçlu olduğumuz hizmetlerdir. Yeşil dönüşüm, sadece bir çevre politikası değil, aynı zamanda bir medeniyet vizyonudur.

Bugün seçmen, slogana değil, sahadaki icraata bakıyor. Görünürlüğü yüksek ama hizmeti zayıf belediyelerin gölgesinde değil, halkla iç içe, gerçek hizmet üreten yerel yöneticilerle fark yaratmak mümkündür.

Son Söz: Yerelden Yükselen Türkiye

Belediyelerin başarısı, merkezi yönetimin vizyonunu tamamlar. Çünkü yerel güçlü olursa, Türkiye güçlü olur. Her sokakta bir iz, her mahallede bir hizmet, her gönülde bir karşılık bırakmak, yerel yöneticilerin en kıymetli görevidir.

Bu ülkenin kalkınma hikâyesinde yerel yönetimlerin rolü, sadece hizmet üretmek değil; aynı zamanda milletin geleceğini birlikte inşa etmektir.

Kalın sağlıcakla,
İsmail Çölkesen