Toplumsal gelişmişliğin öncü kuvvetleri vardır. Istılahta buna “avangart” denir. Misalen sosyolojik olarak ve onları takiben ekonomik, politik olarak Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin en birincil avangardıdır.
Toplumların önünde bu türden yeknesaklığı kıran ve toplumu peşinden sürükleyen avangartların iyi bir başlangıca teşmil olması istenilen bir durumdur. Mamafih oldurganlık ve ettirgenlik bağlamında sürekli bir lider arayışı toplumun gelişime kapalı oluşunu gösterir. İstenilen durum, liderin balık tutmayı topluma gösterdikten sonra lider bağımlılığından kurtulup balık tutmanın tüm aşamalarını toplumsal bir süreç olarak yürütebilmeleridir.
Toplumlar, kapsayıcı ekonomik kurumların varlığı sayesinde gelişir. Bu kapsayıcı kurumların oluşumunun öncesi ve sonrası olarak hukuka saygı gösteren, mülkiyet haklarını koruyan, yatırımı özendiren ve eşit rekabet koşullarıyla oluşturulan pazarlar olması zorunludur.
Gelişimin önündeki en büyük engel etnik kökenlere, dinsel ve mezhepsel ayrılıklara, sosyoekonomik aşağılanmışlıklara maruz kalıyorsa bu yüzden toplumsal kamplaşma yaşanıyorsa kapsayıcı kurumların varlığı imkansızdır.
Dışlayıcı ve sömürücü kurumlar hukuku delik deşik ederken güvensiz ortamı tetikler, yatırımı engeller, kurumları baskılar ve ortadan kaldırır.
Bütün bunlar güçlü ülkelerin sömürüsüne maruz bırakır.
17 Aralık 2010’da Muahmmed Buazizi adındaki bir sokak satıcısının kendi canına kıymasıyla başlayan Yasemin Devrimi ve devamında Arap Baharı olarak adlandırılan sürecin gösterdikleri toplumsal bölünmüşlüğün ülkeleri ve toplumları nasıl da ayrıştırdığını, insanların hala nasıl da körü körüne bilinçsizlik sarmalında bir yudum huzura muhtaç olduklarını gösteriyor.
“Dağ varsa civarında vadi de vardır” metaforu gibi Sahra Altı Afrika, Orta Amerika ve Güney Asya gibi yoksulluğun dibinin yaşandığı yerler varsa Avrupa, Amerika ve Güney Kore gibi varsıllığın zirvesinin yaşandığı yerler de vardır.
Sanayi Devrimiyle yükselişe geçen Büyük Britanya ve akabinde Avrupa ticarete ve sanayileşmeye izin verdikleri için hızla büyümüşlerdir. Bu bağlamda akıl ve kabiliyetin hukuki formasyonu çizilirse ve sağlıklı bir toplumsal ahenk oluşturula bilinirse ve zamanın koşulları ve toplumsal ihtiyaçlar dikkate alınırsa gelişmek o denli kolaydır.
Ama bütün bunların yanında şunu da unutmamak lazım:
Mesela,
Apple Iphone’u geliştirerek büyüttü. Iphone, akıllı telefon dünyasının avangardıdır. Iphone sonrası bir çok akıllı telefon markası adını duyurdu hatta başa baş yarışır oldu. Gelişmek ve büyümek isteyen sıfırdan başlayacak bir akıllı telefon firmasıysanız Iphone’un ilk halini baz alarak değil son halini baz alarak ve rakiplerin tüm artı özelliklerini ekleyerek ve ilave edebiliyorsanız onlardan farklı bir özgünlükle piyasaya girmelisiniz. Bütün bunların yanında marka bilinirliği ve tercih edilen olma bakımından geride başlayacağınız için piyasanın altında ve kolay ulaşılabilir olmak bir takım ön şartlardır.
Bu bağlamda gelişmiş ülkeler geri kalan ülkelere medeniyeti getiriyoruz martavalıyla yer altı, yer üstü ve insan kaynakları sömürüle sömürüle toplumsal fecaati öğrenilmiş çaresizliğe mahkum etmişlerdir. Bu türden toplumlara geri kalmışlığı ve üzerlerindeki ölü toprağını kaldırıp atacak cinsten avangartlara ihtiyaç var. Sıkı disiplinle toplumu mobilize edip harekete geçirecek avangartlara…