TÜRKİYENİN HER TARAFI AYNI

Bakıyoruz da son günlerde her taraftan yine ağıtlar yükselmeye başladı. Analar ağlamaya, eşler beddualara, insanlar hakaret ve küfürlere başladı. Kürt kökenli bir vatandaş olarak bizler de hakaretlere ve küfürlere maruz kalmaya başladık.

Geçen hafta Alanya’da tatildeyken olaylar çıktı, dükkanlar ve HDP ilçe binası taşlandı. Allahtan bizler otelimizde idik. Alanya’ya giden bir şehit asker cenazesi sonrası bir esnaf HDP bayrağı açınca Ülkü Ocaklarına mensup bir grup bu dükkanı taşlamaya başlıyor. Sonra da etraftaki diğer dükkanları. Sebebi, onların da doğulu esnaf olmaları. Yat limanının yukarı tarafındaki çarşıda meydana gelen bu olayda ister istemez bütün esnaf kepenk indirmeye mecbur kaldı. Sonrası ise malum; hakaretler, küfürler, taşlar, sopalar, gaz bombaları.

Biz bu görüntülere aslında bölgemizde rastlardık hep. Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Batman’da Hakkari’de, Yüksekova’da. Sokaklar savaş alanı, ortalık yanıyor, Tomalar etrafa basınçlı su sıkıyor, göstericiler bu Tomalara Molotof atıyor, Polisler gaz bombaları atıyor. Bir kovalamacadır ki sürüp gidiyor.

Oysa ki şimdi batıda bu kez de diğer marjinal gruplarda görmeye başladık. Ne farkınız var şimdi o çok eleştirdiğimiz, yüzü puşili, eli taşlı ve molotoflu kürt gençlerden. Gezi olaylarında sözüm ona “Çevreciler” ağaç katliamı yapılıyor diye yakıp yıkmadıkları yer kalmadı. Bütün kaldırım taşları yerinden söküldü. 50 tane ağacı kurtarayım derken 5 milyar ağaç parası zarar verdiler. Tabiki saf kalpleri ile gerçekten ordaki ağaçları düşünen “zavallılar” etraflarındaki marjinal sol örgütlerin oyununa gelerek iki taş atıp, iki slogan atıp kenara çekilirken, esas amaçları hükümete her türlü zararı vermek olan terörist gruplar resmen bir iç savaş başlatmaya çalıştırlar. Kısmen de amaçlarına ulaştılar aslında ama bu konuya hiç girmeyelim. Sonuçta insanımızın sağ duyusu ve hükümetin gayreti ile güzelim ülkemiz Suriye’ye, Mısır’a dönüşmedi.

Sonrasında Alanya’daki gibi olaylar (olaya şahit olduğum için sürekli bu olayı örnek veriyorum), başladı. Bu sefer de kendini ülkenin koruyucusu sanan, onlar olmasa ülkenin yok olacağına inanan “ülkücüler” ortaya çıkıp, az önce eleştirdiğimiz hareketlerin aynısını yapmaya başladılar. Aynı biber gazları buralarda da sıkılmaya başlandı. Sizin ne farkınız kaldı şimdi bölücü diye tabir ettiğiniz Kürtlerden. Maşallah bu hareketleriniz çok birleştirici.

Sanırım hükümet artık her taraf için eşit miktarda gaz bombası almak zorunda kalacak. Çünkü ne zaman, nereye, hangi gruba karşı kullanılacağı belli olmayan bir pozisyona girdik. Hani avrupada televizyonlarda bas bas bağırıp Türkiye’ye gitmeyin, orda terör var diyorlar ya, helal olsun hepimize, hep birlikte başardık onları haklı çıkarmayı. O zaman şunu diyebilir miyiz artık; hepimiz aynıyız, Türkü de bölücü, kürdü da bölücü, solcusu da bölücü, sağcısı da bölücü.

Allahtan daha ateistler ile dinciler daha piyasaya çıkmadılar. Bir de onları meydanlarda görürsek, artık o zaman yolda yanımızdan geçen her insan potansiyel bir karşıt grup üyesi olmuş demektir. LGBT ise zaten her zaman meydanda.

O halde şunu artık gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. TÜRKİYENİN HER TARAFI AYNI.