Ünlü olmak mı? Marka Olmak mı?
Marka nedir? “bir ticaret malını tanıtmaya, benzerlerinden ayırmaya yarayan, o malın simgesi olan, resim ya da harften oluşan özel im” diye tanımlıyor sözlük.
Peki... ünlü nedir? Onun da sözlük anlamı şu; “herkesçe bilinip tanınan, ün salmış olan”
Bir soru daha... ünlü olmak mı makbuldür? Yoksa marka olmak mı?
Çoğunlukla ünlü olmakla marka olmayı karıştırıyorlar. Özellikle de siyasetçiler bunu hep yapıyor. Hasbelkader siyasete girip yine hasbelkader vekil olan ya da devletin çeşitli kademelerinde görev alanlar doğal olarak tanınırlar. Bu tanınmışlık da onları bir kasar ki sormayın gitsin. Sanırsınız küçük dağları o yaratmış. Oysa hiç düşünmezler “ünlüyüm ama marka mıyım”
Her ünlü insan her gündemi meşgul eden insan marka değildir. Marka olmak demek yaptığı işle fark edilmek demek, değerini yükselten insan demek, örnek alınan insan demek ve tercih edilen, peşinden gidilen insan demektir.
Onlar sadece işlerindeki başarı ile değil duruşları, konuşmaları, yüz mimikleri, giyinme tarzları, traş tercihleri ve insan ilişkilerindeki başarı ile de örnektirler.
Bir insan yaptığı işle yani icraatları ile fark ediliyorsa markadır.
Peki Şanlıurfamızda kaç tane ünlü var, kaç tane marka var?
Bence ünlü o kadar çok ki saymakla bitmez. Peki marka kaç tane? Onların sayısı bir elin parmakları kadardır. Bir başka deyişle onlar tıpkı bizim Birecik’in Kelaynak kuşları gibidir.
Şimdi diyeceksiniz ki; iyi, güzel de sadede gel. Kimden söz ediyorum diye merak ettiniz değil mi?
Mehmet Selim Bağlı’dan söz ediyorum. Şanlıurfalı hemşerimiz öyle kafa kol işleri, el ayak öpme taktikleri ile değil bileğinin gücü ile bir yere gelip marka oldu. Dikkatinizi çekerim ünlü değil marka...
Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi mezunu olan Dr. Mehmet Selim Bağlı hep kritik ve önemli görevlerde bulundu.
Maliye Bakanlığı, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde iç denetçi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı gibi görevlerde bulunan bu marka insan; halen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı olarak görevini başarıyla sürdürüyor.
Demek ki; istenince marka insan olunuyormuş. Kendisini Şanlıurfamızın böylesine değerler de yetiştirdiğini kanıtladığı için kutluyorum. Marka olmayı başardığı ve rol model olduğu için de bir Şanlıurfalı olarak teşekkür ediyorum. Allahım yolunu açık etsin.
Evet marka olmanın anlamını bile bilmeyen, ünlü olmayı marifet sayanlara, arkasında koruma ordusu ile gezip caka yapanlaradır sözüm; Hadi siz de marka olmayı deneyin de sizinle de hemşerimiz diye gurur duyalım.
Kalın sağlıcakla
İsmail Çölkesen