Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, AK Parti Şanlıurfa İl Danışma Meclis Toplantısına katıldı. DSİ konferans salonunda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını İl Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül yaparken, milletvekilleri ve belediye başkanları birer selamlama konuşması yaptı.
Şanlıurfa’ya gelmekten duyduğu büyük mutluluğu ifade ederek konuşmasına başlayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, ”Şanlıurfa’da bir kötü gidişata ’dur’ dediniz. Onun için sizin ayağınıza gelmek, sizin köyünüze gelmek, mahallesine gelmek, sizlerin derdinizle dertlenmek hepimizin başta milletvekillerin boynunun borcudur” dedi.
AKDENİZ DÜNYANIN EN BÜYÜK MEZARLIĞI HALİNE GELDİ
Birleşmiş Milletleri eleştiren Çelik, şunları söyledi: ”Dünya ve Türkiye gündeminin çok yoğun olduğu bir dönemde bu danışma meclisi toplantısını yapıyoruz. Biliyorsunuz 2008 yılında dünyada büyük bir küresel ekonomik kriz vardı. Bu ekonomik kriz bitmeden dünya siyasi krizle karşı karşıya kalmaya başladı ve hep diyorduk ki bu 20. Yüzyıl nasıl bir vahşet yüzyılı. Dünyada milyonlarca insan yok edildi. Milyarlarca insanın onuru ayaklar altına alındı. İnşallah 21. Yüzyıl güzel olacak diye yola çıktık ama 21. Yüzyılda yaşanan insanlık dıramını öyle tahmin ediyorum ki sizler de üzüntüyle, ibretle izliyorsunuz.”
Suriye’de bir zalimin 400 bin insanın hayatını kaybetmesine neden olduğunu anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halen sebep olmaya devam ediyor. Akdeniz dünyanın en büyük mezarlığı haline geldi. Siz orasını bir deniz olarak görmeyin artık. Bebelerin, annelerin, yaşlıların, babaların gömüldüğü bir mezarlık haline geldi. İçler acısı bir durum. Bilgi çağı dediler. Bilgi çağını teröristler çağı haline getirdiler. Paris’te patlayan, Ankara’da patlayan, Brüksel’de patlayan bombalardan masum binlerce insanın hayatını kaybettiğini hep birlikte üzüntüyle görüyor izliyoruz. Unutmayalım dünya diken üstünde.”
MEDENİYET YÜREKTE
Sorunların çok büyük olduğunu anlatan Çelik, şunları söyledi: “Sorumsuz davranmaya hakkımız yok. Bu şerefli milletin, bu ay yıldızlı bayrağın altında yaşayanlar sorumlu davranmak zorundadır. İyi düşünmek durumundadır. Bu sorunlar yaşanıyor, biz uluslar arası güçler bu sorunlar ortadan kalksın diye ortaya konmuş olan cemiyetler birlikte ne yapıyorlar diye bakıyorsunuz. 1920’de Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra dünyada huzur olsun, barış olsun diye Cemiyeti Akvam diye bir birlik kuruldu. Niye, dünyada savaşlar olmasın diye ama 1945 yılına geldiğimizde İkinci Dünya Savaşı olunca bu Cemiyeti Akvam kapatıldı. Bunun yerine Birleşmiş Milletleri kurdular. Birleşmiş Milletler ne yapacaktı, huzuru sağlayacaktı, eşitliği sağlayacaktı, haksızlıkları ortadan kaldıracaktı, insanlar arasındaki dayanışmayı teşvik edecekti. Böyle mi oldu, böyle olmadı.”
Çelik, konuşmasında 1950’den sonraki gelişmeleri anlattı. Çelik, sözlerine şöyle devam etti. “Şimdi 1950’den sonra saysanız ne oldu diye, Bosna’yı hatırlarsınız. İran-Irak savaşını hatırlarsınız. Milyonlarca insanın nasıl katledildiğini göreceksiniz. Birleşmiş Milletler bir şey yapıyor. Yalnızca istatistiki olarak bunları tutuyor. Vallahi buradan söylüyorum, bizim TÜİK Birleşmiş Milletlerden daha iyi hesap tutar. Size ihtiyaç yok bu konuda. Eğer kuruluş amaçlarına uygun bir şekilde hareket etmiş olsalardı saymayla değil sorunları çözmeyle meşgul olurlardı ama ne yazık ki insan hatayı değil çıkar politikalarının peşinde koştu. Üç milyon insan bu ülkeye sığınmış. Batının haline bakın. Sayıyla mülteci alırız, şu kadar para veririz diyorlar. Ah zavallılar, insanlıktan nasibini almayanlar. Ütülü pantolon giymek, kravat takmak, kuaförde süslü püslü olmak medeniyet değil ki, medeniyet yürekte. Tabi ondan sonra bir yiğit çıkıyor, diyor ki dünyada 193 ülke var. Bunun 188 tanesinin bir kıymeti yok. Beşi ne derse o oluyor diyor. Ey dünya mazlumları, size sesleniyorum. Dünya beşten büyüktür diyor.”
MARKSİSTLİĞİN, ATEİSTLİĞİN GÜNEYDOĞU İLE NE ALAKASI VAR
Terör örgütünün dinsiz olduğunu ve Kürtlerle alakası olmadığını dile getiren Çelik, söyle konuştu: “Şu renkte görünmeleri, bu renkte görünmeleri bir şey ifade etmiyor. Neticesinde ortak hedef çerçevesinde Türkiye’nin karşısında duruyorlar. Çekin elinizi bu bölgeden. Çekin, bizim yapacağımız çok iş var. Bırakın gençlere iş bulalım. Bırakın aşımızı, soframızdaki ekmeğimizi büyütelim, engel olmayın. Türküne Kürdüne bu hizmetleri sunalım. Niye işinize gelmiyor. Kimin makamlığını yapıyorsunuz. Size ben nasıl Kürt diyebilirim, size nasıl Arap, nasıl Türk diyebilirim. Siz ancak olsanız bu memleketin öteden beri düşmanı olanların kapkara bir maşasısınız. Başka bir şey değilsiniz. Şimdi Moskova’dan, Washington’dan talimatla geleceği inşa etmeye çalışıyorlar. Git oradan birisinden dilen, bir talimat al, öbür taraftan talimat al, Marksist, ateist. Yav Marksistliğin, ateistliğin Şanlıurfa ile Güneydoğu ile ne alakası var.”
Bakan Çelik, Şanlıurfa’ya İstiklal Madalyasının verileceğini söyledi. Madalyanın 11 Nisan’da Şanlıurfa’da olacağını dile getiren Çelik, ayrıca Şanlıurfa için bir de şehir hastanesi yapacaklarını belirtti.